google.com, pub-7162523735140679, DIRECT, f08c47fec0942fa0

© Sütçüler'e Ayrıntılı Bir Bakış

211.Ispartamızın ve Sütcülerimizin Yöresel Yemekleri ve Tatları


Ispartamızın ve Sütcülerimizin Yöresel Yemekleri ve Tatları Yapılış Tarifleri

ÇORBALAR

1.Pirinç Çorbası: Pirinç et suyunda pişer. Et ile nohut haşlanarak bir tencerenin içinde yağ, salça, maydanoz ilavesi ile beraber pişirilir. 

2. Top Tarhana: 
Dövülmüş buğday dereotu ve tuz ile suda kaynatılıp şişirilir. Soğuduktan sonra yoğurt, nane, maydanoz ile yoğrulur. Bir bezin üzerine yumurta büyüklüğündeki parçalar halinde döşenir ve kurutulur. Pişirileceği zaman akşamdan ılık suya salınır. Ertesi gün haşlanmış nohut ve börülce ilave edilerek bir süre kaynatılır. Sonra kızdırılmış yağ ve salça eklenir. 
3. Tutmaş: Yumurta, su, un ve tuz ile hamur hazırlanır. Yufka şeklinde hamur açılır, çok ince tel şehriye tarzında kesilip kurutulur, yağ ve salça ile çorbası yapılır. 

4. Oğmaş: Tabağa biraz un ve su konur, su çok az olmalıdır. Un elde, tane tane oluncaya kadar ovalanır. Minik minik tanecikler oluşmuştur. Diğer taraftan, tencereye yarıya kadar su konur ve kaynatılır. Kaynayan suyun içine ovalanan un tanecikleri bırakılır. 15–20 dakika pişesiye kadar karıştırılır. Tencereye konulan suyun yarısı kadar süt ilave edilir. Biraz daha kaynatıldıktan sonra indirilir. Üzerine sos olarak yine küçük bir tavaya konulan yağa, kaymak yağı ilave edilir ve kızartılarak çorbaya dökülür. Sıcak olarak servis yapılır. 

5. Toyga: Et haşlanır, didilir. Pirinç, nane, maydanoz hepsi beraber piştikten sonra üzerine yoğurt dökülür. Sakız gibi olan çorbanın üzerine kızarmış yağ dökülür. 

6. Arap aşı: Kümes hayvanların etinden pişirilir. Ayrı bir kapta acı biber, salça, yağ ve tuz kavrulur. Kaynatılmış suyun içine biraz un dökülerek koyulaştırılır. Üzerine kızarmış yağ ve salça konularak etle birlikte yenir. En çok Senirkent yöresinde pişirilir. 

7. Yayla: Pirinç haşlanır ve üzerine ezilmiş yoğurt ile et suyu ilave edilir. Bir miktar böyle kaynatıldıktan sonra üzerine kızdırılmış yağ ilave edilir. Üzerine kuru nane veya maydanoz serpilir. 

8. Sülüklü Çorba: 
Kara mercimek ayıklanır ve yıkanır. Bir kapta haşlanır. Piştikten sonra içine elde yapılma uzunca kesilmiş makarnadan atılır. Makarna piştikten sonra ocaktan indirilir. Küçük bir dığana (tava), biraz kaymak yağı konup, kızartıldıktan sonra pişen çorbanın üzerine katılır. Tuz atıp karıştırıldıktan sonra sıcak olarak servis yapılır. Bu çorbaya “sakala sarkan” da denir. 

9. İrmik Çorbası: Çorbası yapılan irmik, helvası yapılan irmik değildir. Buğday pişirildikten sonra kurutulur. Kurutulan buğdayın kabukları bir dibekte dövülerek alınır. Buna “irmik” adı verilir. Keşkek ile karıştırmamak gerekir. Keşkek buğdayının kabuğu pişirilmeden soyulur. Bir miktar irmiğe, pastırma ve su ile bir tencerede iyice pişirilir. Pişirme işi bir çömlek içinde tandır ekmeklerinin yapıldığı yerde ya da fırında olursa daha güzel olur. Bahsedilen pastırma da bilinen Kayseri pastırması değildir. Pişen irmik çorbası bir kepçe ile dövülür. Daha sonra yağ ve salça ilave edilerek yenir. 

B) Et Yemekleri 

1. Tandır Kebabı: Kebaplık etler şişlere dizilerek toprak veya beton fırınların içine, kenarlara döşenir. Fırının ortasında yanan ateşin etkisiyle etler kızarır. 
2. Yoğurtlu Et: Nohutla et hoşlanır. Yoğurt bir kaşık nişastayla ezilerek haşlanmış ete dökülür. Birlikte biraz kaynatıldıktan sonra üzerine kızarmış yağ ve mevsime göre yaş veya kuru nane ekilir. 

3. Tas Kebabı: Kuşbaşı etle birlikte küçük soğan, patates, sarımsak, kimyon, karabiber, tuz ve salça bir tencereye doldurulur. Pişerken tencerenin üzerine, malzemenin üstüne kıpırdamasın diye havan bastırılır. Tencerenin içine yavaş yavaş su dökülerek pişirilir. Su çektikçe ilave edilir. Su çekilmediğinde piştiği anlaşılır. 

4. Çömlek Kebabı: Kuşbaşı eti çömleğin içine döşenir. Üzerine küçük soğan, dilimlenmiş patates veya patlıcan dilimler halinde konur. Üzerine kimyon, karabiber, kekik, domates ve yağ konularak çömleğin ağzı kâğıtla bağlanır. Fırındaki ateşin ortasına konur ve zaman zaman silkelenerek pişirilir. 

5. Tirit: Ekmek ince dilimler halinde kızartılır, tabağa dizilir. Haşlanmış paça tirit gibi üzerine dökülür. Onun üzerine sarımsaklı sirke dökülerek yenir. 

6. Banak: Parça et haşlanarak suyu alınır. Yufka ya da pide küçük küçük bölünerek, etin suyu bu ekmek parçalarının üzerine dökülür. Sonra bunlar haşlanmış parça etin üzerine konularak yenir. 

7. Yumurta Mıhlaması: Kavrulmuş kıyma, soğan, yeşilbiber, domates karabiber ve yağ birlikte bir müddet kavrulur. Daha sonra tencerenin içinde yumurtalar için küçük yuvalar açılarak yumurtalar kırılır ve kısık ateşte pişirilip yenir. 

8. KapamaBütünet: Kaburga etleri parçalar halinde but etleriyle birlikte kazanda suyla haşlanır. Kazanın üzerine saç konur. Daha sonra tabaklara pide doğranarak haşlanan etle birlikte yenir. 

9. Kabine: Et haşlandıktan sonra ufak ufak didilir. Halka halka doğranan soğan ilk önce tuz ve biberle ovulur ve bir tencerenin içine döşenir. Sonra soğanın üstüne et, etin üstüne ılık suda kabarmış pirinç döşenir. En üste temiz bir tabak kapanarak tabağın hizasına gelinceye kadar et suyu konur ve tencerenin kapağı örtülerek pişirilir. 

10. Keşkek: Büyükçe bir toprak çömleğin içine ilk önce pastırma konur. Sonra biraz don yağı ilave edilir. Üzerine bir gün önceden ıslatılmış keşkek konur ve ağzı kapatılır. Akşam mahalle fırınına götürülür. Fırında gün boyu yanmış olan odunların közleriyle sabaha kadar pişer. Arada bir fırıncı keşkeği karıştırır ve ilgilenir. Keşkek sabahleyin fırından alınır. Bir kepçeyle iyice karıştırılarak birbirine girmesi sağlanır ve tuzu ayarlanır. İsteğe göre üzerine yağ kızartılarak sos yapılır. Sıcak olarak yenir. 

11. Balık Doldurması: Pirinç, soğan, maydanoz, nane, tarçın, fıstık, üzüm ve zeytinyağı maddeleri ile "iç" denilen bir malzeme hazırlanarak temizlenmiş büyük balıkların karnına doldurulur ve karın dikilir. Tepsinin içine döşenen balıkların üzerine salçalı yağ veya su gezdirilerek fırına verilir. 

12. Kapama (Papaz Yahnisi): Kızartması yapılmayan sazan balığının kuyruğu ve başı "kapama" denilen yemeğe malzeme olur. Bunun için soğan halka halka doğranıp zeytin yağda kavrulur. Biraz salça konularak sulandırılır. Bir veya iki yemek kaşığı sirke ilave edilir. Parçalanmış balıklar salçalı sirkeli suyun içine konularak pişirilir. Üzerine isteğe göre kuru nane veya limon suyu konularak yenilir. 

13. Balık Kurması: Eğirdir Gölü’nde tatlı su levreği, sazan ve ıstakoz çıkmaktadır. Bu balıklardan bazı yöresel yemekler yapılmaktadır. Bunlardan bazıları şöyledir: "Sıraz" veya "Çiçek balığı" denilen balığın sümüksü tabakası, yüzgeçleri ve iç organları bıçakla temizlenir. Sırtının iki yanı bıçakla çizilir. Daha sonra içi kaya tuzu ile doldurularak toprak küplere veya tencerelere istif edilir. Üzerine bir ağırlık bastırılarak 40 gün bekletilir. 

14. Av Hayvanları: Yörede avlanan, tavşan, keklik, karabatak (daldanmeki), yaban ördeği gibi yaban ev hayvanları avlanarak yahnisi, çorbası ve eti haşlanıp yenir. 

C) Sebze Yemekleri

1. Uzun Kabak: Yörede "Asma Kabağı" olarak da tanınan bu yemek için uzun kabaklar soyulur. Bir gün evvelden nohut etle haşlanır ve kabak küçük küçük kesilerek karıştırılır. Sonra domates, yağ ve soğan ilavesiyle pişirilir. 

2. Şalgam Aşı: Şalgamlar patates şeklinde soyulup, küçük parçalara ayrılır. Yağı soğan ve kıyma ile kavrularak bir gün önce ıslatılan börülceyle pişirilir. 

3. Yatırtma: Patlıcanlar tepsiye yatırıldığı için bu ad verilir. Patlıcan aralı olarak soyulur, kızartılır ve karnı yarılır. İçine bol soğan, kıyma, domates, yeşilbiber, karabiber karışımı kavrularak doldurulur. Tepsiye uzun uzun yatırılarak pişirilir. 

4. Oturtma: Patlıcanlar halka halka doğranıp ortası çukurlaştırılır. İçine, kıyma, soğan, domates, nane, biber gibi şeyler hazırlanarak doldurulur. Hazırlanan katkıya "iç" ya da "harç" denilir. Sonra pişirilir. 

5. Ispanak: Yağ, soğan ve salça kavrulur. Kıyılan ıspanak, kırmızıbiber, su ve tuz ilavesiyle hep birlikte pişirilir. Pişmeye yakın zamanda bir fincan pirinç atılır. 

6. Sirken Otu: Ispanak gibi pişer. 

7. Bicibici Otu: Ispanak gibi pişer. 

8. Dolmalar: Yörede patlıcan, biber, asma yaprağı, domates, kabak ve lahana gibi sebzelerin dolmaları yapılır. Soğan doğrandıktan sonra karabiber, tuz, nane, maydanoz, pirinç ve kıyma ile iç hazırlanır. Hazırlanan iç, sebzelerin içine doldurulur veya sarılır. Lahana ve asma yaprağı sarılmadan önce haşlanır. 

D) Börekler 

1. Kuyruğu Sulu: Un, tuz ve su ile hamur yapılır. Kıymanın içine biraz yumuşak olması için su, rendelenmiş soğan, karabiber, maydanoz ilave edilir. Hamur yumurta büyüklüğünde alınarak onbeş-yirmi cm. çapında oklava ile açılır ve yarısına bu içden konulur. İkinci yarısı üzerine kapatılır. Saçta pişirgeçle iki yüzü çevrilerek pişirilir. Üzerine yağ sürülerek sıcak yenir. Kuyruğu sulu denmesinin sebebi içine sulanmış kıyma konulması sonucu ilk defa ısırıldığında başta kalan ucundan su fışkırır ve "kuyruğundan su çıkıyor" denilir. 

2. Saç Böreği: Su, un, tuz ile hamur yoğrulur. Bezeler oklavayla yufka gibi ince açılarak içine daha önce hazırlanmış, kavrulmuş kıyma, soğan, karabiber ilave edilerek yufka kapatılır. Saçın üzerinde pişirilip yağlanır. 

3. İnce Börek: Un üç yumurta, tuz ve suyla yoğrulur. Onsekiz yufka açılır. Tepsi yağlanır ve açılan yufkalar tepsiye döşenir. Altı kat yufkada bir kıymalı veya peynirli iç konur. Yufkalar bitince en üstüne yumurta ile yoğurt karıştırılıp sürülür, fırında pişirilir. 

4. Katmer: Su, un ve tuzla hamur yoğrularak yufka gibi ince açılır. İçine tahin sürülüp çörek şeklinde katlanır. Tekrar yufka gibi açılır; fakat birinci açılıştaki gibi ince olmayıp yarım cm. kalınlığında açılır. Saçta pişirilip iki yüzüne yağ sürülerek yenir. 

5. Pişi: Maya, un, tuz, su, yağ ve iki yumurta ile hamur yoğrulur. Hamur bir süre bekletildikten sonra kabarır. Hamur yumurta büyüklüğünde parçalara ayrılır. Bunlara "pazı" veya "beze" denir. Bezeler 10–15 cm. çapında açılarak tavada yağ ile kızartılır. 

6. Nokul: Pişideki gibi hamur hazırlanır. Bir parmak kalınlığında hamur açılır. İçine tahin, tarçın, dövülmüş ceviz veya ezilmiş haşhaş konularak dürülür. Sonra küçük parçalara kesilir ve üzerine susam basılarak yağlanmış tepsilerde fırında pişirilir. 

E) Tahıl Yemekleri 
1. Pirinç ve Bulgur Pilavı: Pirinç pilavında pirinç bir gün evvel ıslatılır. Nohut ilave edilmek istenirse bu da ıslatılır. Tencerede yağ, soğan ve salça kızartıldıktan sonra üzerine pirinç veya bulgur nohutla birlikte konur. Bir müddet sonra et suyu ilave edilir. Su çekilince piştiği anlaşılır. 

2. Mercimekli Aş: Yeşil mercimek haşlanır. Tencerede yağ, soğan, salça ve biber kızartıldıktan sonra mercimek bulgur ile pişirilir. Pişerken su ilave edilir. 

3. Kuru Fasulye: Fasulye bir gün evvel ıslatılır. Bir miktar kuşbaşı, soğan, tuz, salça ve su ilavesiyle pişirilir. 

4. Karnı KaraBörülce: Kuru fasulye gibi pişer. Ancak bunu ıslatmaya gerek yoktur. Çünkü çabuk pişer. Kuru fasulyeden farklı olarak ateşten ineceğine yakın bir zamanda unun üzerine su serpilerek hazırlanan şehriye tarzında, "Oğmaş" denilen bir hamur yemeğe ilave edilir. Bir miktar daha kaynatılarak pişirilir. 

5. Tatar: Un, yumurta, süt, tuz ve yağ ilaveleriyle hamur yoğrulur. Hamur ince yufkalar halinde açılır. Yufkalar bir, bir buçuk santim kareler halinde kesilir. Bunlar kaynar suda haşlanır. Sonra sarımsaklı yoğurdun içine konulur. Üzerine salçalı kızarmış tereyağı ve kıyma ilave edilerek yenir. 

6. Gölle: Şekersiz aşureye denir. 

F) Tatlılar 
a) Hamur Tatlıları 

1. Baklava: Üç yumurta, su, un ve tuz ile hamur yoğrulur. Hamur iri ceviz büyüklüğünde "beze"lere ayrılarak bir bezin üzerine konurlar. Bezeler yufka halinde oklava ve nişastayla çok ince açılır. Tepsi yağlanır, yufkalar tepsilere döşenir. Kat kat arada yağlanarak on yufka üst üste serilir. Arzuya göre araya ezilmiş ceviz veyahut fındık, fıstık gibi kuru yiyecekler serpilir. Bitince baklava dilimler şeklinde kesilir. Sonra kızdırılmış tereyağı üzerinde gezdirilerek dökülür. Fırında piştikten sonra soğuk olarak şerbeti de dökülerek bir müddet bekletilir. 

2. Peynir Baklavası: Senirkent'te yaygındır. Ceviz vb. maddelerin yerine yufkaların arasına tatlı, tuzlanmamış taze peynir konulur. Baklavadaki işlemler yine burada da tekrarlanır. 

3. Sarı Burma: Baklava hamuruyla yapılır. İnce açılan yufkaların arasına iç malzeme konduktan sonra oklavaya sarılır ve çekilerek körük gibi yapılır. Sonra tepsiye dolandırılır. Üzerine kızgın yağ dökülerek bir gece dinlendirilir. Ertesi gün fırında pişirilir. Şerbeti biri sıcak biri soğuk dökülür. 

4. Samsa: Un, su ve tuz ile hamur yapılıp yufkalar açılır ve on cm. genişliğinde, şeritler halinde kesilir. Yufkanın bir köşesine ezilmiş ceviz, tarçın ve toz şeker veya pekmez konur. Sonra küçük kareler şeklinde katlanır ve ağzı bastırılarak yapıştırılır. Bir süre temiz bir çarşaf üzerinde nemi gidinceye kadar kurutulur. Kızdırılmış yağda üçü beşi bir araya getirilip şişe dizilerek kızartılır. Sonra şerbeti dökülür. 

5. Lokma: Yumurta, su, un, maya ve tuzdan hamur yoğrulur. Bir-iki saat sonra koyu bulamaç halindeki hamurdan kaşıkla bir parça alınır ve kızgın yağa atılır. Kızaran lokmalar soğuduktan sonra şerbetin içine atılır. 

6. Tosman Kara: Un yağla kavrulur. Üzerine kaynar pekmez dökülür. İçine istenirse ezilmiş ceviz de konabilir. Soğuduktan sonra elle yoğrulup parmaktan kalın rulolar halinde yuvarlanır ve parçalar halinde hazırlanır. 

7. Şekerleme: Bir çay bardağı pudra şekeri ve çiçek yağı, yedi-sekiz çay bardağı un, bir su bardağı yoğurt, bir tatlı kaşığı karbonat, bir yumurta ile yoğrulur. Sonra hamur küçük daireler şeklinde açılıp içine ezilmiş ceviz, tarçın ve toz şeker konularak kenarları kapatılır. Tepsiye döşenerek fırında pembeleşinceye kadar pişirilir. Üzerine pudra şekeri serpilerek yenilir. 

8. Güllaç: Hazır olarak satılan ve nişastada açılmış olan güllaç alınır. Yufkadan biraz daha küçük açılır. Başka yerlerde güllacın içine ceviz konduğu halde Yalvaç ve çevresinde süt kesiği konur. Süt yeterli miktarda kestirilir ve kesiğin içine biraz toz şeker atılarak hafif tatlanması sağlanır. Su ya da sütle ıslatılan güllaç yaprakları yumuşar. Hassas oldukları için hemen sarılması gerekir. Aynı sarma sarar gibi içine hazırlanan harçtan konulup küçük küçük sarılır ve tepsiye döşenir. Bir tencereye yarı yarıya şeker ve su konularak kaynatılır. Böylece şerbet elde edilmiş olur. Buna “mat” da denir. Bir kat hazırlanmış şerbet eşit şekilde dökülür. Tepsi ocağa konulur. Ocak yandıktan sonra tepsi çevrilerek bir süre pişirilir. Her tarafın eşit şekilde piştiğinden emin olduktan sonra indirilir ve soğumaya bırakılır. Eğer şerbet az gelirse, ikinci bir kat daha şerbet dökülebilir. Şerbetin ılık olmasına dikkat etmelidir. Tatlı, soğuduktan sonra servis yapılır. 

b) Su ve Süt Tatlıları 

1. Sütlaç: Pirinç sütle haşlanır. Şeker ilave edilerek muhallebi kıvamında kaynatılır. Üzerine tarçın ekilir. 

2. Pelte: Nişasta sulandırılmış pekmezle karılır ve duru ayran kıvamına getirilir. Az bir yağ, dığanda kızarınca, içine karıştırılarak dökülür ve bir miktar kaynatılır. Biraz koyulaştıktan sonra ocaktan indirilir. Sıcakken küçük tabaklara alınarak, soğumaya bırakılır. Üstü kaymaklanınca yenilir. 

3. Su Peltesi: Nişasta su ile pişirilir. Pelte kıvamına geldikten sonra kâselere dökülür. Küçük kareler şeklinde kesilir ve üzerine pekmez dökülerek yenilir. 

4. Zerde: Pirinç bir miktar suyla haşlanır. Yumuşayınca şeker ilave edilir. Aynı zamanda lezzet getirmesi itibarıyla et suyu ilave edilir. Pirinç bundan sonra koyulaşır. Daha sonra gül suyu veya vanilya, tarçın ekilerek yenir. 

c) Diğer Tatlılar 

1. Aşure: Kabuğu çıkarılmış buğday, nohut, fasulye, kuru üzüm ve incir gibi bazı yan besinler kaynatıldıktan sonra şeker veya pekmez ilavesiyle pişirilir. İçine fıstık, fındık, ceviz gibi yemişler katılarak yenir. 

2. Haşhaş Helvası: Bu tatlı için kavrulup ezilmiş haşhaş gerekir. Bir dığana biraz yağ konur. Hafif ısınan yağa bir kilo pekmez dökülür ve kaynayınca, yarım kilo ezilmiş haşhaş ilave edilerek sürekli karıştırılır. Karıştırılırken, iki üç kaşık un ilave edilir. İyice koyulaşınca ocaktan alınır ve karıştırılmaya devam edilir. Sıcak ya da soğuk yenir. 

3. İrmik Helvası: Yarım kiloşar irmik ve yağ Antep fıstığıyla pembeleşinceye kadar kavrulur. Bir kilo su ile bir kilo şeker kavrulan irmiğin üzerine şerbet halinde dökülür ve karıştırılır. Şerbetin iyi çekmesi için tencerenin kapağı kapatılır. 

4. Kabak: Sarı kabak dilimler halinde doğranır. Kabuğu soyulup tepsiye döşenir, şeker ve su ilavesi ile pişirilir. Sonra üzerine ezilmiş ceviz serpilir. 

5. Sırma: Bu tatlı bütün meyvelerle yapılabilir. Örnek olarak eriği seçecek olursak, erikler yıkandıktan sonra bir kazanda kaynatılır. İyice pişen erikler bir kevgire alınır ve kevgirden ezilerek geçirilir. Bir sininin üstüne elde edilen marmelât dökülür. Sinide iyice yayılır. Birkaç gün sinide duran erik marmelâdı kurur. Siniden alınır ve parça parça kesilerek yenir. Dürüm yapılarak yenen sırmanın içine isteğe göre şeker de konulabilir. 

G) Ekmek Çeşitleri
1. Yufka: Hamur sabah erkenden teknede yoğrulur. Ayran veya peynir suyu ile bir gün önceden ıslatılmış tuz, un birbirine katılır. Ayran veya peynir suyu kullanılmazsa unun özü kesilir ve ekmek iyi olmaz. Hamur iyice yumruklanarak karılır. Kadınlar bir araya gelerek pişirmeye başlanır. Hamur küçük parçalar halinde ayrılarak "Beze" denilen hale getirilir. Bir kişi oklava ile bezeleri büyük daire şeklinde, "Senit" denilen tahta tabla üzerinde açar. Diğer bir kişi saçın yanında tahtadan yapılmış "pişirgeç" denilen bir aletle saçın üzerinde pişen ekmeği çevirir. Saçın altındaki ateş çalı, çırpı veya talaşla yakılır. 

Yapılan ekmekler üst üste dizilir, gerektiğinde su serpilip yumuşatılarak yenir. Daha çok köylerde yapılan bu ekmek baharda ve sonbaharda yapılır. Gerektiğinde başka zamanlarda da yapılabilir. Ekonomik olmasıyla çok tercih edilen bir ekmek çeşididir. 

2. Fırın Ekmeği: Maya, un, tuz ve su yoğrulur. "Miniyet" denilen uzunca ve gözleri olan bir tahtanın içine mayalanan hamur parça parça konur. Fırına götürülerek pişirilir. İsteğe göre bezelerin üzerine susam, haşhaş taneleri serpilir. 

3. BazdırmaBazırma: Fırın ekmeği gibi hamur yoğrulur ve bezelere bölünür. Bezeler elle yirmi cm. çapında açılır. Saç üzerinde pişirgeçle pişirilir. 

H) Kışlık Hazırlanan Yiyecekler 

1. Salça: Domatesler yıkanarak doğranır. Süzgeçten geçirilerek püre haline getirilip, tuzlanıp güneşte kurutulur.Püre kıvamında kavanozlara doldurulur. 

2. Turşu: Her sebzenin turşusu yapılır. (Salatalık, domates, lahana, patlıcan, biber, fasulye...) Sebzeler yıkanıp ayıklanır, kavanoz veya küplere doldurulur. Üzerine sirke ve su ilave edilerek 20 gün bekletilir. Suyun bütün kaba yayılması ve koku vermesi için dere otu, nane sapları, defne dalı gibi otlar atılır. 

3. Bulgur: Yörede buğday ayıklanıp temizlenerek büyük kazanlarda kaynatılır. Sonra çarşaf üzerinde güneşte kurutulur ve yarılmak üzere değirmene götürülür. Değirmende buğdayların üzerine belirli oranda su serpilir. Bu işleme "Tavlama" denilir. Buğday su ile harman edilir ve elle ovulur. Tâ ki kepek denilen kabuk taneden ayrılıncaya kadar ovalanır. Sonra değirmende büyüklüğüne göre çekilir. Tekrar çarşaflara serilip güneşletilir. Bulgur rüzgârlı havada kalburlarla savrularak arta kalan kabuklardan temizlenir. Çekilen bulgur çeşitleri pilavlık, çorbalık, dolmalık, köftelik olarak ayrılır. 
4. Erişte: Un, su, yumurta ve tuzla hamur hazırlanır. Hamur yufkalar halinde açılır. Biraz gölgede kurutulur ve kesilecek hale getirilir. Yufkalar katlanarak ikişer mm. eninde üçer cm. boyunda kesilirler. Temiz çarşaflar üzerinde kuruyan malzemeye "Makarna" denilir. Bunun fırında tepsiler içerisinde kavrulmuş haline "Erişte" denilir. 

5. Kurutma: Her sebze kurutulabilir (Taze fasulye, kabak, biber, patlıcan, bamya...). Meyveler de kurutularak kompostosu yapılır (Erik, elma, dut, ayva üzüm...). 

6. Pekmez: Üzümler "Suluk" denilen tahtadan yapılmış araçlara dökülerek ezilirler. Suluğun ağzındaki delikten üzümün suyu kazanlara akar. "Pekmez Toprağı" denilen bir toz kazanlara dökülür. Bu toz üzümün suyunu tatlıya dönüştürür. Üzümün suyu bir süre bekletildikten sonra "Pekmez Ocağı" denilen ocaklarda kaynatılarak koyulaştırılır. Buna "Pekmez" denir. 

7. Bulama: Pekmez ocakta daha koyu kaynatılır. Soğuduktan sonra "Pekmez Tavası" denilen leğenlerin içinde üç-beş kişi tarafından elle çırpılır, dövülür. Bir süre sonra koyulaşan pekmez kesilerek katılaşır. Sarımsı bir renk alarak bulama olur. 

8. Reçeller: Her meyvenin reçeli olur. (Armut, erik, kayısı, vişne, çilek, şeftali, portakal, ayva, gül...) Belli oranlarda şeker ve meyve, su ilavesi ile kaynatılır. Koyulaşmaya yakın limon suyu ilave edilerek kavanozlarda saklanır.

 
Sitemizin 853133 ziyaretçisiniz.

www.yesilsutculer.tr.gg

Author: Melih // Category: Etkinlikler

Hosgeldiniz
www.yesilsutculer.tr.gg sitemize bugüne kadar 208668 ziyaretçi ulasmıstır umarız daha iyi olabiliriz, Biz sütcüler daha iyi tanıtıyoruz, çünkü bizim sitemizin muhabirlerimiz sizlersiniz, Biz daha iyisi olana kadar en iyisi biziz.

google.com, pub-7162523735140679, DIRECT, f08c47fec0942fa0
google.com, pub-7162523735140679, DIRECT, f08c47fec0942fa0

www.yesilsutculer.tr.gg

Author: admin // Category: Etkinlikler

Geleneksel 22. Dut ve Pekmez Şenlikleri bu yıl 9-10 Temmuz 2010 tarihlerinde ilçemizde düzenlenecektir.Tüm halkımız davetlidir.

20.SÜTCÜLER DUT VE PEKMEZ FESTİVALİ | http://www.yesilsutculer.tr.gg

Yeni yaptıgımız tasarım umarız hosunuza gitmiştir, daha iyi olmak için calısıyoruz. iyi seyirler.

Yeni yaptıgımız tasarım umarız hosunuza gitmiştir, daha iyi olmak için calısıyoruz. iyi seyirler

Sütcüler;, Sütcüler llçemize ait Özellikler- Tarihi ve Turistik Değerler

Sütcüler llçemize ait Özellikler- Tarihi ve Turistik Değerler

Sütcüler llçemize ait Özellikler- Tarihi ve Turistik Değerler: -Yıva (Bavlu), 1478-1501 tahrir kayıtlarında nahiye (zeamet), 1522 ve 1568 tahrir kayıtlarında kaza, Katip Çelebi'nin Cihannümasında ise kaza olarak görülmektedir. Bavulu şekline dönüşen isim, Cumhuriyet döneminde 1962 yılına kadar sürmüş, bu tarihte yerleşime dağ-dağlık anlamına gelen Cebel ismi verilmiştir. 1938 yılında, belde halkının büyük şehirlerde sütçülük yapmaları üzerine ismi Sütçüler olarak değiştirilmiş ve Eğirdir'e bağlı bir nahiye iken ilçe statüsü verilmiştir. * Adada Antik Kent ( Sağrak Köyü Zengi Mevkii),Kocaköy (PEDNELİSSOS) Kesme Kasabası,Mağara (Aşağı yaylabel Köyü civarı),Kurşunlu Harabeleri (Kasımlar-Karadutlar Mevkii),Seferağa Camii (Sütçüler Merkez),Asar Kalesi Kalıntıları (Hacıaliler Köyü Çağıllıpınar Mevkii),Sığırlık Kalesi Kalıntıları (Yeşilyurt Köyü),Sur Kalıntıları (Sütçüler Merkez Taşkapı Mevkii),Kitabe (Belen Mahallesi),Mağara ve Sarnıçlar (Beydilli Köyü) Su Yolu Kalıntıları (Gürleyik-Tota-Zengi arası), Melikler Kalesi (Melikler Köyü Bahçe Mevkii),Mağara (Karadağ),İnsuyu-Yeraltı Suyu (Bekirağalar Köyü),Mağara (Selimler Sarıtaş Köyü),Şeyh Muslihittin Türbesi (Şeyhler Türbesi),Yazılıkaya Kanyonu, (Sütçüler-Çandır arası),Karacaören Barajı (Çandır Köyü),Küçüksu Alabalık Tesisi (Yeşilyurt Köyü),İçmeler (Kasımlar yolu Tota Mevkii),Köprüçay Kanyonu (Kasımlar-Manavgat arası) Sütçüler Dut Pekmezi festivali her yıl Temmuz ayı içerisinde yapılmaktadır. .

Sütcüler yazısı, Sütcüler ile ilgili, Sütcüler tezi

Isparta ilinin güneyinde bulunan Sütçüler ilçesi, çok daglık, arazinin egim degerleri yüksek ve ormanlık bir alandır. Arazinin bu yapısı nüfus ve yerlesmeyi sekillendirmis, yörede az nüfuslu küçük köy ve bu köylere baglı mahallelerin olusumuna ortam hazırlamıstır. Bir köy merkezine baglı bulunan mahalleler, bazen sadece birkaç ailenin yasadıgı üç bes ev ve eklentisinden meydana gelmekte, bazen de baglı oldugu köyden daha fazla nüfusa sahip olabilmektedir. Bu kır yerlesmelerinde tarım, hayvancılık, balıkçılık, arıcılık, orman isçiligi gibi ekonomik faaliyetler sürdürülmektedir. Ancak bu kır yerlesmelerinin dagınık, az nüfuslu ve ekonomik gelir düzeyinin çok düsük olmasından dolayı, Sütçüler kırsalından, basta Isparta sehrine olmak üzere göç olayı yasanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Yerlesme, Dagınık yerlesme, Mahalle,Tarım, Hayvancılık.

ABSTRACT Sütçüler district located in Southern Isparta is an area which is very mountainous, high slopes values of the lands and woodland. This structure of the land shaped the settlement, and it created an environment to exist a less populated villages and district attached to the villages. The districts attached a village centre some time take place three or five houses where a few family are living in. However, sometimes it might have much population than the village that it is attached. Economic activities of this rural settlement carried out in these fields such as, fishing, cattleman, occupation of mountain, beekeeping. Because of being less populated and very low standard of living in these rural settlements, peoples migrate from rural settlement of Sütçüler to Isparta City. Low standard of transportation makes the education, health services difficult. Key Words; Settlement, scattered settlement, district, agriculture, animal husbandry.

  • SÜTÇÜLER’İN BASLICA COGRAFİ ÖZELLİKLERİ
  • KIR YERLESMELERİNİN BASLICA ÖZELLİKLERİ
  • Sütçüler’de Köylerin Rakım Degerleri

Sütçüler ilçesi, Isparta ilinin güneyinde yer almaktadır. Dogusunda Konya iline baglı Beysehir ve Derebucak, kuzey ve kuzeybatısında Egirdir ilçesi, güneyinde Antalya iline baglı Serik ve Manavgat ilçeleri, batısında Burdur ilinin Bucak ilçesi ile çevrilidir (Sekil-1). Yaklasık 128.800 hektar alanı ile Isparta ilinin, hemen hemen % 14’ünü içerirr. Kapladıgı alan itibarıyla Isparta’nın büyük ilçelerinden birisidir. Arazisinin denizden yüksekligi, 250 ile 2500 m arasında degismektedir. Batı Torosların güneybatı, kuzeydogu ve güneydogu dogrultusunda sıkısarak birbiri içine girmesinden meydana gelen üçgen içinde yer alması nedeniyle, Sütçüler’in tamamı daglık bir alan içerisinde bulunmaktadır. İçinde bulundugu fiziki ortamın sonucu topografik yapısı kısa mesafeler içinde degisen, engebeli alanların genis yer kapladıgı Sütçüler’de düz arazi çok azdır. İlçe’de düzlükler genelde plato görünümündedir ve dagların yüksek yerlerinde bulunmaktadır. Sütçüler’de arazinin topografik yapısı ve bitki örtüsü, nüfus ve yerlesmeyi de etkilemistir. Alanının büyüklügünün aksine, Sütçüler az nüfuslu bir ilçedir.


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol