BİR SÜTÇÜLERSPOR HİKAYESİ

Sütçüler ilçemizin engebeli yapısı itibari ile top sahası büyüklüğünde dahi düz bir alan olmaması  hep sıkıntı ve özlem yaratmıştır..Top oynanabilecek saha olmayan yerde topa karşı  aşırı sayılabilecek hep yoğun ilgi olmuştur.Topun spor ayakkabısının formanın… yanında bir de sahanın en  revaçta olduğu dönemlerde Gençlerimizin kıt imkanlar ve zorluklara rağmen  hayallerinden asla vazgeçmeyip  alternatif çarelere yönelmeleri taktire şayan..

      Çocukluğumda ilk hatırladığım berber hasan ın dükkanı üzerindeki lokalin duvarına asılı Sütçüler Gençlerbirliği Spor klubü tabelası..Kırmızı Beyaz formaları dahi vardı.Hatta Federasyondan her ay bir miktar para gelir faaliyet olmadığı gerekçesiyle geri dönermiş..? diye duyumlar alırdık..Böylece heyecan ve umutlarla kurulan ilk futbol takımımız tabela takımı olmaktan öteye gidememiş sanırım..O zamanlar Erenler de Harmanucu ve Yukarı mahallede Çevrük mahalle maçları  oynanabilecek küçük alanlar..Gevurçayırı –Zengi ve Taşkapı ise en rağbet edilen düzlüklerdi.

      Televizyon bağımlılığının olmadığı seksenli yıllardan önce ülke genelini kasıp kavuran siyasi gerginliğin aksine ilçedeki gençler olarak Kahve köşelerinden ve kısır siyasi çekişmelerden uzaklaşmayı top oynamakta buluyorduk.Futbol bizim için öyle bir tutku olmuştu ki hemen her gün maç yapmak olmasa olmazlarımızdandı.Ne yaz sıcakları ne kar soğuk ne de oruçlu günlerimiz asla engel değildi.Taşkapıda hemen her gün mahalle maçları yapardık.Ramazan ayında bile  ikindinden sonra başlar akşam vaktinde tamamlardık.Orucumu çarşıdaki çeşmede açtığımı başkozdaki karpuştamızda iftar sofrasına yetiştiğimi hatırlarım.Yine oruçlu halimizle karaliyi aksatmaz üzerine gelir maçlar yapardık.O kadar pozitif enerji doluyduk ki : Rahmetli babam ‘’oğlum bu kadar kendinize eziyet etmeyin’’  uyarıları bile yıldıramazdı. Taşkapı çamur oldu mu alternatifi Taşharman dı..

      Cuma gününden köylerle hafta sonuna maç alınır Çobanisa veya Badap da çekişmeli maçlar yapardık.Bu maçlara giderken ayrı dönüşümüzde ayrı bir heyecan yaşadığımız açık kasa kamyonla gider gelirdik..

       Saha olmamasına rağmen 76 da ilk takım kurmuş biriktirdiğimiz harçlıklarla minübüs kiralayıp çevre ilçelerle maçlar yaptık.Sahamızın yapılması için akla hayale gelmedik girişimler dahi yaptık.Şimdiki MYO arkasındaki ekilmeyen taşlı eğimli tarlayı düzlemek bizi çok uğraştırdı..Ülke de mazot kuyruğunun olduğu dönemlerde bir teneke mazot bulduk mu altın bulmuşcasına sevinir Ormanın greyderini işbaşı yaptırırdık.Baktık burası bizim boyumuzu aşacak bir ara hallaptıl yakınında ekilmeyen Osman tarlasını bile greyderle düzletmeye çalışsak da sonunu getiremedik.Düğünüm günü Çobanisa da Isparta mahalle takımı ile maçımızda bile ısrarla nasıl oynatıldığıma akıl erdiremiyorum..

       76 yılında esnaftan topladığımız paralarla çarşı içerisine kurulan bir Cuma pazarında skodalı tuhafiyeciden ilk kez atlet ve şort aldık mavi yeşil ve üzerimize giyip takım olduğumuzu fotoğrafla ölümsüzleştirdik.Daha sonra topladığımız kurban derileri yüzünden ifadeye bile çağrıldık ve o paralarla Isparta dan yeşil beyaz çubuklu kollu formalar aldık.Renklerimizin kolay bulunan kumaşlar olmasıyla ilk anda Siyah Beyaz olsa da Israrlı  önerim üzerine ilçemizle özdeşleşmiş Süt, Akdut, Ormanımızı sembolize eden Yeşil Beyaz renklerde karar kılındı.

       Sütçülerspor resmi olarak 1982 de kuruldu Burada hemşerimiz M.Ali Güneş in hakkını teslim etmek gerek.ve 83-84 sezonunda ilk kez Isparta amatör ligde mücadele etmeye başladı.İlk resmi maçımız Atatürk stadı arkasındaki sahada Gürmandere ile oynadık ve1-1 lik sonuçla ayrıldık Tarihe geçen o ilk golümüzü de serbest vuruştan  Beden Eğitimi hocamız Recep Çay atmıştı.

       2 kez şampiyonluk yaşayıp 2.amatör lige yükselme başarısı gösteren 1.Amatör ligin kapısından dönen güzide temsilcimiz yıllarca tüm maçlarını deplasmanlarda oynama rekoru da kırmıştır.2002-2004 yılları arsında Çobanisa sahasına kavuşmasıyla 2 yıl maçlarını burada oynamıştır.Bu yıldan itibaren de kent ormanında sahasının açılmasıyla ilk karşılaşmasını Anadolu Gençlik le yapmış bir hayal gerçeğe dönüşmüştür. Halkımız tarafın dan büyük ilgi ile izlense de sonraki maçlarımız saha ölçülerinin tutarsızlığı ile iptal edilmiş Tabiri caizse Hevesimiz kursağımızda kalmıştır.

      Şimdilerde Sütçüler halkımızla birlikte temsilcimiz sahasının nizami ölçülerde tamamlanıp yeniden açılmasını dört gözle beklemektedir..Sütçülerpora emek veren oyuncusundan idarecisine taraftarına teşekkürler.Aramızdan ayrılanları da bir kez daha rahmetle anıyor hatıraları ile kalplerimizde yaşatıyoruz.

BİR HAYALİMİZİN  GERÇEKLEŞMESİ NOKTASINDA                                                       BAŞKOZ’UN KURTULUŞU İÇİN ÇÖZÜM VAKTİ

           İlçemizin geçmişte  en önemli yazlık semtlerinden olup günümüzde mahalle olmuştur.Güneşi en geç gören KUZ ya da en iri cinsli  KOZ  (ceviz) ağaçlarının olduğundan dolayı bu isimle anıla gelmiştir. Dünün yeşil başkozu artık kırbaşkoz’a dönüşmüştür..Bu durumun tek nedeni insanlarımızın  kolay yaşamı arzulayıp  kentleşmeleri,üreticilikten tüketici toplum olmaya yönelmeleri ile  bahçelerin terk edilmesi diyebiliriz. Ekilmeyen bahçelerin kuruması  meyilli arazideki erozyonu tetiklemiş aşağıyakalarda bahçe sınırları birbirine karışmıştır.. Kontrolden uzak bakımsız bahçeler başıboş hayvanların otlağı haline gelmiştir.Başkoz ile ilgili o kadar çok yaşanmışlar vardır ki bunların içinde en abartılısı : Her bahçede güneşi görmeyen koyu gölgeliklerin olduğu ağaçlar o kadar sık ve yüksekmiş ki sincaplar yere inmeden ağaçtan ağaca birçok bahçeleri dolaşabilirler insanlar ise kavurucu sıcaklarda dahi günün her saatinde gölgelikler içinde birbirlerine gider gelirlermiş..

          Geçmiş dönemde yol medeniyettir anlayışı ile bahçe sahipleri yol geçme uğruna arazilerini duvar yapmak şartı ile vermişler..Ne yazık ki yol yapmış olmak için yapılan yollar yarım bırakılmış,yağışla sürüklenen toprak kaybını hızlandırmıştır.Yine o dönemde suyun en az olduğu  aylarda yukarıbaşkoz suyu gözünde yapılan sondaj çalışmasında baldır kalınlığında su çıktığı görüntüsü müjdeli haber olarak sütçüler gazetemizde yayınlanmıştı.Peki sormazlar mı sahi nerede şimdi o su?  O su kaybolduğu gibi mevcut akan suyumuzda çok azalmış…

          Başkozu kurtarmak için düşünüyorum araştırıyorum mutlaka bir çözüm yol olduğuna inanıyorum.

          1-Öncelikle yazın geri verilmek kaydı ile  şartlı olarak damarası şebekesine verilen su mutlaka geri verilmelidir.Şu anda 2 parmak kalınlığında kalmış bu suyu almaya değer mi?

         2-Başıboş mal otlatmak kesinlikle yasaklanmalıdır.Değilse binbir emekle ilk defa oluşturulan örnek dut bahçemizdeki dut fidanları da her an yağmalanmaya açık

         3-Yol yapılıyor gerekçesi ile duvarları örülmeyip bırakılan heba olan bahçelerimize bu dönemde duvar örülmeye başlanması doğru bir hizmettir.Bu duvarların bitirilmesi ile üzerinden tekrar bir kış daha geçmeden yeni yolların ıslah ve şarampol çalışmalarına başlanmalıdır.Hatta burası da artık mahalle olduğuna göre Diyangayası benzeri  gibi ergenlik sapağından eleme hizar sapağına kadar kilit parke taşı döşenmelidir.

         4-Atayadigarı yazlık karpuşta ve Keliflerimizin onarılmasına korunmasına kolaylıklar sağlanmalı özendirici yarışmalar yapılmalı..

        5-Miras paylaşımındaki belirsizlikleri ortadan kaldırıcı gerekli her türlü sistemli çalışmalara  başlanmalı. Doğrusu arsa fiyatlarını kimse bilmiyor belirlenmeli..İnşaat malzeme maliyetleri düşürülmeli.Bahçeler gerçek hak sahiplerine kavuşturulmalı.

        6-Yukarıbaşkozdaki kaybolan su araştırılmalı tabana inmişse yüzeye çıkarılmalı

        7-Madem dünün irem başkozun kurtulması yeşermesi suya kavuşmasına bağlı?  Bunun içinde alternatif seçenekleri var. Belenden aşağı Düztarladan yukarıbaşkoz sapağına hatta badapyokuşu eteğine kadar olan uygun bir arazide zemin etüdü yapılıp ??  Kışın dereye boşa akan sular biriktirilip sulama gölet yapılabilir.

       8-Enerji santralimiz  şirketi prosüdürüne uygunluğunu sağlayabilirse cüzi bir fiyatla elektrik verip yeşildere den başkoza su pompalanabilir..Bu sayede kırılan kalpleri kazanır ortaya çıkardıkları eserle deyim yerinde ise heykelleri bile dikilip gönüllerde taht bile kurabilirler?..Bütün bunlarda olmassa sarıçam tepesine rüzgar yeterli ise rüzgar enerjisi kurulup sağlanan enerji ile yeşil dereden su çıkartılıp hem Pınarköy hem de Başkoz arazisi sulanabilir.Bir rüzgar enerjisi kurulumu  1 milyon euro ya (3,5 trilyon) mal olduğunu 5 yılda kendini amorti ettiğini 25 yıl ömrü olduğunu duymuştum?

      9-Daha önce hangi akla hizmetse : Heyelan bölgesi deyip  ‘’ hayatta iken kendi mezarlarınızı yapmanıza izin vermem’’  zihniyeti ile engellenen ev yapımları ? teşvik edilmeli engellenmemelidir.Tavandan olduğu kadar taban dediğimiz dereyatağından yalanıp giden topraklarımızında artık durdurulmasu için azmak deresine kadar ıslah çalışmalarının yapılıp alt yapı çalışmalarımızın tamamlanması elzemdir.

    10-Başkoz için düşünülen turizm kapsamında bungalov evlerli bir proje faaliyete  geçirileceği  yerinde bir hizmet ve yatırım hatta ödüldür.Aynı bağlamda yukarıbaşkoz meydanı –fındık çeşmesi ve Çıralık çeşmesi..vb gerekli düzenlemeleri yapılarak ailelerimizin rahatça piknik yapacağı gözde uğrak mekanlara dönüştürülebilmelidir…

 Sözün özü atayadigarımız emanet Başkoz ise : Derhal korunma altına alınmalı can damarı suyuna mutlaka kavuşmalı Gerisi ise teferuattan öte emanete hıyanettir? Suyuna kavuştuğu anda ortaya çıkabilecek hayal ötesi güzellikleri hayal etmek bile güzel..