google.com, pub-7162523735140679, DIRECT, f08c47fec0942fa0

© Sütçüler'e Ayrıntılı Bir Bakış

SON YOLCULUK

SON YOLCULUK
ridvanertan.jpg

SON YOLCULUK

Isparta ilinin şirin ve küçük ilçesi Sütçüler. Hem doğup büyüdüğüm ilçemde görev yapmaktan, hem de okuduğum okulumda müdürlük yapmaktan heyecanlı ve mutluyum.

Bu hikaye mesleğinin en verimli çağında sicil raporuna "çok iyi" derecesi ile son noktayı koyduğum bir öğretmenin hüzün dolu gerçek hikayesi.

Ölüm hepimizin başına bir gün mutlaka gelecek. Lakin; nerede ne zaman belli değil… Hele ölümler içerisinde en acı olanı var ki, aniden meydana gelen, galiba trafik kazası ölümleri. Öyle değil mi? Tıpkı Osman öğretmenin ölümü gibi olanı…!
Okulların tatile hazırlığı yazın sıcaklığını belli etmeye başladığı hafta sonu Isparta’nın Sütçüler ilçesinde bir haziran sabahı. Osman öğretmeni her hafta sonu bir yolculuk telaşı sarardı. Meraklı idi araba kullanmaya, yeni almıştı ehliyeti. Üstelik ehliyeti aldığı gün taksi satın almış, öğrenivermişti kolayca kullanmasını.. Eh ne de olsa şofördü artık. Canı istedi mi hafta sonları ver elini memleketi Gazipaşa... Arabası var,şoförü de var özel mi özel. Dönüşte de arabasının bagajına bir sık muz, ikram ederdi sevdiklerine. Hep sevincini paylaşmak, sevdiklerini mutlu görmek istiyordu daima. İşte sabah yine erkenden kalkmış, çekmişti taksisini yıkamak için, ilçenin orta yerinde gürül, gürül akan Kocapınar’ın önüne.

Bir taraftan arabasını yıkıyor, bir taraftan da sitem ederek söylenip duruyordu kendi kendine. Üç haftadır söz verdiği, gidecek olduğu yere gidememiş ama bu gün mutlaka kafasına koymuştu gitmeyi. Yolumdan hiçbir şey alıkoyamaz bu gün beni, gideceğim işte diyordu. Acele ediyordu sıcak bastırmadan yola çıkmaya. Gideceği Gelendost ilçesine iki saat mesafede idi görev yaptığı Sütçüler.

Kendisi gibi sınıf öğretmeni eşi ile birlikte iki kız çocuğunu aldı ve yola koyuldu..Yol boyunca hep gideceği arkadaşını düşündü. Kendini suçlu hissediyordu. Hele bir varınca affettirecekti bir mazeretini bulup. Okul yıllarında samimi olduğu arkadaşı Mehmet ile şimdi ailecek görüşüyorlardı, daha samimi ortamlarda sık sık. İnişli yokuşlu,dolambaçlı, ormanlık yollardan sonra ovanın ortasında şerit gibi uzanan yola gelivermişti. Araba artık kendi,kendine gidiyordu adeta. Gözleri daldı yine birden...

Bir çocukları olmuştu arkadaşının, çok mutluydular. Yalnız tedirgindiler. Sebebi ise: Doktor, bir daha çocuğunuz olmayacak demişti. Olsun,biricik oğulları yeterdi onlara. Peki ya, ona bir şey olursa? İşte bu endişeyi akıllarına bile getirmek istemiyorlar, oğullarına daha bir sıcak bağlanıp, kendilerini onun mutluluğu için her şeyi yapmaya adıyorlardı. Ya hiç çocuğu olmayanlar ne yapsınlar? diye düşünürken, önüne fırlayan bir tavuğu ezmemek için frene bastı, yavaşladı, zig zag çizerek bağışladı onun canını. Ne de olsa canlıydı. Karıncayı dahi incitmekten çekinirdi. Devam etti yoluna yine daldı gözleri. Ama kader, arkadaşının biricik oğullarını alıvermişti aniden. Arkadaşı ve eşi büsbütün yıkılmışlar evlat acısı dinmek bilmemişti. Osman! Diye inleyen arkadaşı yüreğine taş basarak acılarını dindirmek için sık sık telefon ediyor ”Bu hafta sonu ne olur, çocuklarını al gel biraz sevelim” diye yalvarıyordu. Osman da her seferinde emrin olur, derhal başımın üstüne getiririm diyordu. Ama bu defa nasıl oldu da dört hafta aralayıvermişti. Her zaman ki haliyle kızgınlığını sevdiklerine belli etmemeye çalışıyor, öfkesini kullığı arabanın gazına ayağını basarak, sürat yaparak dindirmeye çalışıyordu.

İki saatlik yolu bir buçuk saatte alıverdi Osman. Nihayet Gelendost’a ulaştıklarında, kendilerini sabırsızlıkla bekleyen aile arasındaki sevinç yumağı bu kez ötekilerden farklı oldu. Hasret ve sevinç gözyaşları içerisinde evde bir yorgunluk kahvesinin ardından hazırlanmış olan kahvaltı sofrasına oturdular hep birlikte. Nasılda özlemişlerdi birbirlerini, konuşmadan bakışarak afiyetle kahvaltılarını yaptılar…

Arkadaşının bir işi için yarım saat mesafede Yalvaç ilçesine hareket ettiler, müsaade isteyip az sonra. Oradaki işlerini çabuk bitirdiler. Dönüşte kendilerini bekleyen acı sürprizden habersiz koyuldular yola…

Kaygan yolda virajı alamayıp savrulan araba, bir takla atarak şarampole yuvarlı. Aracı kullanan arkadaşı Mehmet yaralıydı. İkisi vardı sadece araçta. Osman mendili ile kanlarını sildiği pehlivan yapılı arkadaşını sırtlayarak güçlükle yola çıkardı. Kendisine bir şey olmamıştı. Yoldan geçen bir vasıtayı durdurdu. Önce Gelendost’a, oradan Ambulans’la Isparta’ya ulaştılar… Isparta’da hastanede yapılan muayenede ciddi bir durum olmamasına, kazayı hafif sıyrıklarla atlatmış olmalarına şükredip sevindiler her ikisi de. Tam hastaneden çıkmaya hazırlanıyorlardı. Doktor’un “Kazada sizde mi vardınız? Sizin de filminizi çekmemiz gerekir” uyarısı ile bir an şaşırdı Osman. İstemeyerekte olsa içinde bir şüphe kalmasın diye razı oldu, film çektirmeye.. Filmi gören doktorun önce endişeli bakışları, sonra “Derhal ameliyata alınmalı, iç kanama başlamış..” sözleriyle irkildi Osman, şaşkın ve endişeli.

Ne olduğunu anlayamadan ameliyat oldu. Olanlardan habersiz gözlerini açınca başucunda eşi ve çocuklarını gördü. Neredeyim ben? der gibiydi bakışları. Her şeyi duymuş başucuna toplanmışlardı sevdikleri Osman’ın. Eşi “geçmiş olsun, Nasılsın?”sözlerine başını sallayarak “Gayet iyiyim” dedi ve nasıl olur ben de bir şey yoktu, arkadaşım nasıl? der gibiydi şaşkınlıkla bakan gözleri hala. “Bir kazaydı. Çok şükür kurtuldun işte Allah seni bize bağışladı” diyordu eşi,içten ağlamaklı, heyecanla…

Gece hayli ilerlemiş eşi ve çocuklarını geceyi geçirmeleri için şehirdeki polis hemşehrisinin evine gönderdi. Kendisini merak etmemelerini söyleyip sabah görüşmek üzere vedalaştılar. Osman, baş ucunda refakatcısı olduğu arkadaşı Mehmet ile hastanenin odasında yalnız kaldı. Tam istirahat etmeye hazırlanırlarken, birden rahatsızlı Osman. Bir a bir telaş, bir koşuşturma koridorlarda… Nöbetçi doktorun “kılcal damarlar yeniden kanama yapmaya başlamış, derhal Antalya’ya ulaştırılmalı” ikazı ile, hazırlanan ambulansa bindirilirken hayata gözlerini yumdu Osman. Bir daha açmamacasına, sonsuz yolculuğa doğru… Ve etrafta, gecenin sessizliğini bozan Mehmet'in çığlığı;“Osman arkadaşım, canım,ciğerim. Evlat acısına bir de arkadaş acısı mı eklenecekti? Dayanılır mı buna keşke ben ölseydim Osman’ım.

Sabah görüşürüz dediği eşiyle,gerçekten görüştüler. Ancak solgun bir yüz,cansız bir beden ile: Hıçkırıklar, göz yaşları, feryatlar,ağıtlar bir a yürekleri parçaladı adeta… Şok oldu Osman’ın eşi. Böyle ölüm mü olur diyordu. İsyan ediyordu çaresizliğine. Etrafındakilerin tesellilerine aldırmıyor, teselliyi kendisi bulmaya çaba sarfediyordu. Metanetle: Kim bilir belki de ölen eşi Allah’ın yanında daha kıymetli idi. Onun için alıp götürmüştü hiç şüphesiz…Okul yıllarında tanışmışlar, evlenmişlerdi okul bitince. On yıllık mutlu beraberliklerinde en ufak acı bir söz duymamıştı Osman’ından. Son üç aydır beş vakit namaza da başlamıştı Osman. Şimdi iki kız çocuğu ile yalnız kalmıştı Gülçehre öğretmen bu hayat girdabında...

Acı haber tez ulaştı Osman’ın görev yaptığı Sütçüler’e…
Olanlardan habersiz karne almaya gelen, minik öğrenciler öğretmenlerinin ölüm haberi ile sarsıldılar. Küçücük körpe beyinlerinde ölümün ne olduğunu şekillendirmeye çalıştılar. Ölüm yok olmaktı onlar için. Artık Osman öğretmenleri olmayacaktı, kalplerinde yaşayacaktı. Bir a hıçkırıklar, içerisinde göz yaşlarına boğuldu, Osman’ın görev yaptığı Sütçüler Merkez ilkokulunun 2/A sınıfı…
Ve ertesi günkü gazeteler haberi manşetten aynen şöyle vermişti:
“Arkadaşını kurtaran fedakar öğretmen, kendisi ölüme yenik düştü.”
Osman YIlDIRIM ! O; bir meslektaşım. Ama şimdi Gazipaşa ilçesinin girişinde sağ taraftaki mezarlıkta derin bir uykuda, çam ağaçlarının gölgesinde...
Aramızdan ayrılsan da seni unutmadık Osman. Her zaman hatırımızdasın. Mekanın cennet olsun...! Amin..

Yazan: M. Rıdvan ERTAN
Isparta Gazi Lisesi Tarih Öğretmeni

Geri
 
Sitemizin 853132 ziyaretçisiniz.

www.yesilsutculer.tr.gg

Author: Melih // Category: Etkinlikler

Hosgeldiniz
www.yesilsutculer.tr.gg sitemize bugüne kadar 208668 ziyaretçi ulasmıstır umarız daha iyi olabiliriz, Biz sütcüler daha iyi tanıtıyoruz, çünkü bizim sitemizin muhabirlerimiz sizlersiniz, Biz daha iyisi olana kadar en iyisi biziz.

google.com, pub-7162523735140679, DIRECT, f08c47fec0942fa0
google.com, pub-7162523735140679, DIRECT, f08c47fec0942fa0

www.yesilsutculer.tr.gg

Author: admin // Category: Etkinlikler

Geleneksel 22. Dut ve Pekmez Şenlikleri bu yıl 9-10 Temmuz 2010 tarihlerinde ilçemizde düzenlenecektir.Tüm halkımız davetlidir.

20.SÜTCÜLER DUT VE PEKMEZ FESTİVALİ | http://www.yesilsutculer.tr.gg

Yeni yaptıgımız tasarım umarız hosunuza gitmiştir, daha iyi olmak için calısıyoruz. iyi seyirler.

Yeni yaptıgımız tasarım umarız hosunuza gitmiştir, daha iyi olmak için calısıyoruz. iyi seyirler

Sütcüler;, Sütcüler llçemize ait Özellikler- Tarihi ve Turistik Değerler

Sütcüler llçemize ait Özellikler- Tarihi ve Turistik Değerler

Sütcüler llçemize ait Özellikler- Tarihi ve Turistik Değerler: -Yıva (Bavlu), 1478-1501 tahrir kayıtlarında nahiye (zeamet), 1522 ve 1568 tahrir kayıtlarında kaza, Katip Çelebi'nin Cihannümasında ise kaza olarak görülmektedir. Bavulu şekline dönüşen isim, Cumhuriyet döneminde 1962 yılına kadar sürmüş, bu tarihte yerleşime dağ-dağlık anlamına gelen Cebel ismi verilmiştir. 1938 yılında, belde halkının büyük şehirlerde sütçülük yapmaları üzerine ismi Sütçüler olarak değiştirilmiş ve Eğirdir'e bağlı bir nahiye iken ilçe statüsü verilmiştir. * Adada Antik Kent ( Sağrak Köyü Zengi Mevkii),Kocaköy (PEDNELİSSOS) Kesme Kasabası,Mağara (Aşağı yaylabel Köyü civarı),Kurşunlu Harabeleri (Kasımlar-Karadutlar Mevkii),Seferağa Camii (Sütçüler Merkez),Asar Kalesi Kalıntıları (Hacıaliler Köyü Çağıllıpınar Mevkii),Sığırlık Kalesi Kalıntıları (Yeşilyurt Köyü),Sur Kalıntıları (Sütçüler Merkez Taşkapı Mevkii),Kitabe (Belen Mahallesi),Mağara ve Sarnıçlar (Beydilli Köyü) Su Yolu Kalıntıları (Gürleyik-Tota-Zengi arası), Melikler Kalesi (Melikler Köyü Bahçe Mevkii),Mağara (Karadağ),İnsuyu-Yeraltı Suyu (Bekirağalar Köyü),Mağara (Selimler Sarıtaş Köyü),Şeyh Muslihittin Türbesi (Şeyhler Türbesi),Yazılıkaya Kanyonu, (Sütçüler-Çandır arası),Karacaören Barajı (Çandır Köyü),Küçüksu Alabalık Tesisi (Yeşilyurt Köyü),İçmeler (Kasımlar yolu Tota Mevkii),Köprüçay Kanyonu (Kasımlar-Manavgat arası) Sütçüler Dut Pekmezi festivali her yıl Temmuz ayı içerisinde yapılmaktadır. .

Sütcüler yazısı, Sütcüler ile ilgili, Sütcüler tezi

Isparta ilinin güneyinde bulunan Sütçüler ilçesi, çok daglık, arazinin egim degerleri yüksek ve ormanlık bir alandır. Arazinin bu yapısı nüfus ve yerlesmeyi sekillendirmis, yörede az nüfuslu küçük köy ve bu köylere baglı mahallelerin olusumuna ortam hazırlamıstır. Bir köy merkezine baglı bulunan mahalleler, bazen sadece birkaç ailenin yasadıgı üç bes ev ve eklentisinden meydana gelmekte, bazen de baglı oldugu köyden daha fazla nüfusa sahip olabilmektedir. Bu kır yerlesmelerinde tarım, hayvancılık, balıkçılık, arıcılık, orman isçiligi gibi ekonomik faaliyetler sürdürülmektedir. Ancak bu kır yerlesmelerinin dagınık, az nüfuslu ve ekonomik gelir düzeyinin çok düsük olmasından dolayı, Sütçüler kırsalından, basta Isparta sehrine olmak üzere göç olayı yasanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Yerlesme, Dagınık yerlesme, Mahalle,Tarım, Hayvancılık.

ABSTRACT Sütçüler district located in Southern Isparta is an area which is very mountainous, high slopes values of the lands and woodland. This structure of the land shaped the settlement, and it created an environment to exist a less populated villages and district attached to the villages. The districts attached a village centre some time take place three or five houses where a few family are living in. However, sometimes it might have much population than the village that it is attached. Economic activities of this rural settlement carried out in these fields such as, fishing, cattleman, occupation of mountain, beekeeping. Because of being less populated and very low standard of living in these rural settlements, peoples migrate from rural settlement of Sütçüler to Isparta City. Low standard of transportation makes the education, health services difficult. Key Words; Settlement, scattered settlement, district, agriculture, animal husbandry.

  • SÜTÇÜLER’İN BASLICA COGRAFİ ÖZELLİKLERİ
  • KIR YERLESMELERİNİN BASLICA ÖZELLİKLERİ
  • Sütçüler’de Köylerin Rakım Degerleri

Sütçüler ilçesi, Isparta ilinin güneyinde yer almaktadır. Dogusunda Konya iline baglı Beysehir ve Derebucak, kuzey ve kuzeybatısında Egirdir ilçesi, güneyinde Antalya iline baglı Serik ve Manavgat ilçeleri, batısında Burdur ilinin Bucak ilçesi ile çevrilidir (Sekil-1). Yaklasık 128.800 hektar alanı ile Isparta ilinin, hemen hemen % 14’ünü içerirr. Kapladıgı alan itibarıyla Isparta’nın büyük ilçelerinden birisidir. Arazisinin denizden yüksekligi, 250 ile 2500 m arasında degismektedir. Batı Torosların güneybatı, kuzeydogu ve güneydogu dogrultusunda sıkısarak birbiri içine girmesinden meydana gelen üçgen içinde yer alması nedeniyle, Sütçüler’in tamamı daglık bir alan içerisinde bulunmaktadır. İçinde bulundugu fiziki ortamın sonucu topografik yapısı kısa mesafeler içinde degisen, engebeli alanların genis yer kapladıgı Sütçüler’de düz arazi çok azdır. İlçe’de düzlükler genelde plato görünümündedir ve dagların yüksek yerlerinde bulunmaktadır. Sütçüler’de arazinin topografik yapısı ve bitki örtüsü, nüfus ve yerlesmeyi de etkilemistir. Alanının büyüklügünün aksine, Sütçüler az nüfuslu bir ilçedir.


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol