İLK KİTAP (kitap okumanın püf noktası öyküsü)

Sn: Rıdvan ERTANIN Yazı Köşesi
İLK KİTAP

   İLK KİTAP  (kitap okumanın püf noktası öyküsü)

  
  Hayatımızda ilklerin her zaman önemli bir yeri vardır.İşte benimde kitap okuma alışkanlığı kazandığım ilk okuduğum kitap da buna bir örnek.
   Ortaokul ikinci sınıftayım. (ilköğretim 7.) Türkçe dersimizde öğretmenimiz Nural Baysal kitap okumanın insan yaşamında ne kadar önemli olduğuna dikkatimizi çekerek,sık sık kitap okumanın öneminden bahsederdi. Kitap okumanın püf noktaları üzerinde duran  öğretmenimiz. Bu çok basit kuralları uyguladığımız taktirde ,derhal kitap okuma alışkanlığı kazanacağımızı,üstüne basa basa iddia eder, bunu bizden özellikle denememizi hep isterdi.
  Bir gün okul kütüphanesinde öğretmenimden bir kitap istedim.Robenson Crusoe.Yazarı Daniel Defoe.  Yabancı dilden çevrilmiş pek kalın olmayan bir kitap.Özellikle bu kitabı vermesinde mutlaka bir neden olmalı diyerek kitabı incelemeye başladım. Gün boyunca okumaya çalışssam da yabancı kelimeler ilgimi azaltıyor,okuduğumdan hiç bir şey anlamıyordum. Anlayamama nedenimi kitaba yüklüyordum.Bundan evvel sömestir tatilinde kitap özeti hazırlamamız istenmişti.İlçe kütüphanesine gitmiş orada görevli memur dayımdan kitap istemiştim.Ömer Seyfettin in Gizli Mabed kitabını verdi.Kitabın başından ortasından bir de sonundan rasgele paragraflar alıyor hepsini bir sayfada toplayarak güya özet çıkardım zannediyordum.Kitabın değişik konulardan oluşan hikaye kitabı olması da farkında olmadığım ayrı bir sıkıntı veriyordu.Sonuç elbette hüsran.Öğretmenim -olmamış bu diyerek beğenmedi ödevimi.
  Okuldan eve geldiğimde akşam yine kitabı elime alıyor okumaya çalışıyor ancak yine ilgimi çekmiyordu.
  Uyku vaktim gelip de kardeşimle kaldığım yan odamıza çekilince yatağıma yatmış bugün öğretmenimin verdiği kitabı düşünmeye başladım.Ne demişti öğretmenim: -Kitapların ilk bir veya iki sayfaları çok önemlidir.Buraya giriş derler.Giriş yapabilmek için sakin bir ortam olması gerek...
  Evet..şimdi bundan daha sakin bir ortam olamazdı.Uykum da yoktu.Yatağımda doğrulup gün boyunca elimden düşürmediğim kitabı yeniden aldım elime.Gazlambamızın ışığında başladım okumaya.İlk sayfası önemli demişti.Dikkatli bir şekilde okumaya başladım ki? Bir de ne göreyim..Kitabın daha ilk sayfasının sonunda kitabın içine girmişim. Olaylar sinema perdesi gibi gözümün önünde canlanmaya başlayıverdi..
  Bir saat kadar bir zaman sonra ara verip lambayı söndürdüm uyumaya çekildim.Fakat uyumam ne mümkün? Bir türlü gözüme uyku girmiyordu.Gemi ile sakin başlayan yolculuk,fırtınaya yakalanmam,geminin sürüklenip alabora olması...Kitaptaki yaşadıklarımın etkisindeyim ve sonunu merak ediyorum.
  Tekrar lambayı yakıp yatağımda, kaldığım yerden kitabı okumaya devam ediyorum.Kitaptaki kahraman benim..Kitaptaki olaylar.Batan gemiden yüzerek meçhul bir adaya mucize eseri ulaşmam..Oldukça heyecanlı maceracı bir kitap.Okudukça kendim yaşıyormuşcasına duygulanıyorum nabzımın yükseldiğini, kalp atışlarımı hissedebiliyorum.
  Gecenin ilerleyen  vaktinde bir ara kalkan anneciğim ışığımı görünce odama girdi.-Uyuyup kaldın mı? Uyanıksın.Neden uyumadın oğlum? Yat sabah kalkamassın..dedi. -Tamam anneciğim yatarım dedim ve yattım.
  Ancak gözlerimi sıkıp ne kadar uyumak istesem de uyuyamıyordum.Gerçekten etkilemişti beni.
  Tekrar lambayı yakarak yarıladığım kitabı kaldığı yerden,okumaya devam ediyorum.Meçhul adaya tek dostum köpeğimle ulaşmam..Adanın gizemleri.. Adadaki tek başıma maceralı yaşantım..
  Nihayet, Allahüekber..sesi ile sabah ezanı başlarken, Adadan inanılmaz bir sevinçle kurtularak hikaye mutlu sonla bitiyor.
  Uykusuz geçen bir gecenin sabahında ilk defa uyumadan kalkarak kahvaltımı yapıp okula gidiyorum.
  Okulda ilk tenefüste öğretmenime teşekkür etmek ve yeni bir kitap almak için kütüphanede karşılaşıyorum.Dünkü verdiği kitabı okuduğumu söyleyince inanmıyor.-Anlat bakalım diyor. Başlıyorum anlatmaya.
-Birinci sayfanın sonunda girdim öğretmenim kitabın içine. -Aynen ifade etmeye çalıştıklarınız gibi oldu diye başlıyorum.Ve..anlattıkça hayretler içerisinde kalıyor.-Afferim..deyip ikinci kitabı: İhtiyar Balıkçı yı veriyor..
 O günden sonra sayısız kitaplar okudum.
 Sevgili öğrenciler..
  İşte dün ben sizin gibi bir öğrenci iken öğretmenimin kitap okumanın püf noktasını bana nasıl söylemişse..Bugün ben bir öğretmeniniz olarak aynı şeyi siz öğrencilerime vurgu yapmak istiyorum.
  Kitap okumanın püf noktası ilk bir veya ikinci sayfalarında saklı.Sakin ortamda okunacak bu giriş kısmı çok ama çok önemli.Bu bilinçle elinize aldığınız kitabı okumaya başladığınız andan itibaren bundan evvelki okuduklarınızdan ayrı farklılığı yaşayacak ve okudukça yeni kitaplar okumaya ilgi duyacaksınız..Denemeye varmısınız?
  İşte kırk yıl önce okuduğum halen hatırımda kalan ilk kitap?
  Peki ya siz? İlk okuduğunuz kitabın adını hatırlıyormusunuz?
  Sevgilerimle..
 
                                                                                       

                                                                                           Rıdvan  ERTAN